Yıl 1993 , ocak, yirmidört.
Ankarada normal bir gün.
Hava bulututluydu mutlaka, karanlık, soğuk.
Karlı Sokakta bir adam.
Önünde arabası, normal bir gün aslında, her zaman ki gibi - der, ve biner.
Ve bu son binişi olacaktır o adamın.
O özgürlük için canını feda eden adam.
O korkusuz, onurlu kalemini tutan adam.
O adam, işte tam o adam savaşçıydı.
Size olan tek farkı ancak, o barış, demokrasi, sevgi, adalet için savaşırdi. Ve tek silâhı kalemiydi.
27.01.2017 Berlindeki HDB tarafından organize edilen Uğur Mumcu anma törenine oğlu, Özgür Mumcu da katıldı. Kareler.
"Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz.
Şimdi hep birlikteyiz.
Ey halkım, unutma bizi."
Uğur Mumcu
_______________________________________________________________________________
Year 1993, january, twentyfour.
A normal day in Ankara.
Cloudy weather probably, dark, cold.
A man standing in Karli Street.
In front of him his car, a normal day, as always - he thinks and gets into it.
And that should be his last time.
A man who sacrificed his life for freedom.
A man, fearless, honourably holding his pen.
That man, yes he was a soldier.
A soldier, a fighter - the difference to you is that he fought for peace, democracy, love, justice. His only weapon being a pen.
27.01.2017 The annual day of remembrance for Ugur Mumcu, turkish journalist (1942-1993) who got killed, took place in Berlin, organized by HDB, in the presence of his son, Özgür Mumcu.